istanbulescort
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort
20 Haziran 2023 - Salı

VİZYONER NESİL

VİZYONER NESİL

Yazar - İsmail ŞİMŞEK
Okuma Süresi: 5 dk.
İsmail ŞİMŞEK

İsmail ŞİMŞEK

i-simsek33@hotmail.com -
Takip EtGoogle News

VİZYONER NESİL
Uzmanlara göre karakter oluşumunda ağırlıklı olarak genetik faktör ön plana çıkmakla birlikte
genetik faktörler dışında aile, okul, arkadaşlık ilişkileri gibi çevresel faktörler büyük bir oran
teşkil ediyormuş.
Uzmanlar, bir insanda karakter oluşumunun % 80 oranının 0-6 yaşlarına kadar tamamlandığı
geriye kalan %20 oranın ise aile, okul ve arkadaş gibi çevresel faktörlerin önemli bir rol
oynadığını ifade ediyor.
Her çocuğun karakteri farklı özellikler gösterir. Aynı ana babanın aynı ortamda yetişen
çocukları dahi farklı kişilik karakterlerine sahip olabiliyor.
Mesela biri çabucak kızarken diğeri olabildiğince sakin olması biri avuca sığmazken diğerinin
içe kapanık obsesif bir karaktere sahip olabilmesi gibi pek çok örneğe çevremizde
rastlayabiliyoruz.
Ayakları yere basan bir gelecek için; ‘’ akıl, irade ve kararlılık’’ potansiyelini ‘’ okuyan,
düşünen, yorumlayan, sorgulayan ve hayatına uygulayan’’ bilgi, beceri ve donanımla
yoğrulmuş kendini iyi yetiştirmiş bir nesli geleceğe hazırlamamız gerekiyor.
Zira geleceğimizi belirleyecek şey; bilgi ve beceriyle beslenmiş irade ve kararlı olan beyinler
olacak.
Bunlar bir bütünü oluşturduğunda ortaya tamda aradığımız geleceği kovalayan kaliteli bir
kuşak çıkacak.
Ancak bu hamuru yoğurmaya öncelikle çocukken başlamak gerekiyor. ‘’ Bir insan 7’sinde
ne ise 70’inde odur.’’ sözünü nirengi noktası kabul ederek üzerinde düşünmek gerekiyor.
Bizi ilgilendiren kısmı çocuklarımızın genetik özelliklerden gelen kısım dışında kalan alanı
yani okul, arkadaş ve ebeveynler üzerinden çevresel faktörleri iyi analiz edip iyi kullanarak
bugünün jenerasyonunu iyi biçimlendirmemiz geleceğe hazırlamamız gerekiyor.
-Öncelikle okul öncesi, çocuklarda taklit; ileride kendisiyle özdeşleştireceği davranış biçimi
oluşturacağı için ana baba rolü ön plana çıkıyor.
-Özgüveni yüksek nesiller için çocuklarımıza karşı aşırı koruyucu ve kollayıcı olmamak…
-Bencil olmayan bir nesil için aşırı hoşgörülü davranmamak, çocuğumuzun her şeyine
hoşgörü göstermemek…
-İsyankâr ve aşağılık kompleksi olmayan bir nesil için aşırı baskıcı davranmamak,
- Haksız üstünlük kurma davranışına meyilli olmayan bir nesil için çocukken her isteğine
boyun eğmemek…
-Kendini değersiz gören bir nevi yetersizlik sendromu yaşayan bir nesil biçimlenmesinin
önüne geçmek için başkalarıyla kıyaslama davranışına girmemek… Gerekiyor.

Bunlardan sonra ise üzerine şunları koymamız gerekiyor:
-Haksızlık karşısında boyun eğen değil sorgulayan, itiraz eden…
-Yarınları tartışarak ona dair misyonu hedef tahtasına oturtan geleceğe dair bir vizyon üreten
bir nesle ihtiyacımız var.
Bunu gerçekleştirebilmek için işte bu altlıkları iyi beslemek hedefe giden köşe taşlarını iyi
döşemek gerekiyor. Çünkü altı boş kuru inat dışında bilgi, donanım ve kavrayıştan yoksun bir
gelecek nesil arzusu zaman kaybetme lüksü olmayan bu kadim millet için sadece zaman
kaybettirir.
Son yarım asrı bir tarafa koyarsak büyük oranda esiri olmaktan çıktığımız ‘’ kanıksanmış
çaresizliğimizi’’ silmek özgüven eksikliği yaşatan toplumsal hafızamıza bir set çekmek
gerekiyor. Zira ülkemiz için bu yüzyılda ‘’ Türkiye Yüzyılı’’ için ikinci bir fırsat iklimi
oluşuyor.
Bunun için kendini ülkesine adamış bizden sonraki kuşağı yeni bir diriliş destanı için
hazırlamak gerekiyor.
Bu toplumun artık geleceği ıskalama lüksü yoktur. Geleceği öngörebilmek feraset sahibi
olabilmekle eşdeğerse dünü bugünle harmanlayıp yarınlara bir kapı aralamakta bir sanattır.
Eğer bunu yapamazsak başkalarının yayından savrulan ok misali ancak onların isteyip de
savurduğu alana hükmedebiliriz. Ya da sadece onların kendi gelecekleri için planladığı oyun
sahnesinin dekorunu oluşturabiliriz.
Demem o ki geleceğe hükmedebilmek için yerli ve milli değerleri özümsemiş, bilgi ve
donanımla bagajını doldurmuş hakkını hukukunu bilen haksızlığa itiraz edebilen tüm bunlar
yanında geleceği sorgulayabilen yeni bir nesil jenerasyonu ve projeksiyonu gerekiyor.
Dünyanın hızla değiştiği bu dijital çağda ülke olarak Türkiye Yüzyılı vizyonunda ‘’21.YY.
Efendisi’’ olmak istiyorsak tüm bu değerlerle bezenmiş kendinden emin ve geleceği
öngörebilen cesaret, feraset ve basiret sahibi ‘’ vizyoner bir nesil’’ inşa etmek gerekiyor.
İşte bunun içinde siyasetçisinden akademisyenine; yazarından vatandaşına her kesime kısacası
hepimize büyük sorumluluk ve görevler düşüyor.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.